| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| yersiz: | amiss, baseless, digressive, discursive, idle, ill-timed, impertinent, improper, inapposite, inappropriate, inapt, incongruous, indecent, indiscreet, inept, inexpedient, infelicitous, injudicious, inopportune, irrelevant, malapropos, out of place | |
| yersiz: | beside the point | |
| yersiz bir kovuşturmada bulunmaktan alıkoyma davası: | [isim] actio calumnae | |
| yersiz yurtsuz: | roofless | |
| yersiz biçimde etrafı paniğe vermek: | [fiil] to cry wolf | |
| yersiz korkuya kapılmış: | panicky | |
| yersiz davranış: | indiscretion | |
| yersiz konuşma: | idle talk | |
| yersiz konuşmak: | speak out of turn |
[ son aranan 10 kelime: (gemi ile gelen) yoldaki mal | eşya hukuku | niceties | birinin hapisten tahliyesini emretmek | (structure , wall) to collapse | to purge the finances of a country | yüzüstü yatmak | act of grace | far up | yersiz ]