TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| action: | [isim] hareket, amel, davranış, çalışma, faaliyet; etki, etkileme; dava; olayların gelişimi, çarpışma; eylem, |
| action: | etki |
| action: | Tesir, fiil, etkime, etki, aksiyon. |
| action: | etki, eylem, islem |
| action and reaction: | etki-tepki |
| action or speech meant to confuse sb: | şaşırtmaca |
| action which creates unpleasantness: | tatsızlık |
| action in the civil courts: | [isim] medeni hukuk davası |
| action potantial: | [isim] eylem potansiyeli |
| action assumpsit: | [isim] akdin yerine getirilmemesinden doğan zarar ziyan davası |
| action research: | faaliyet araştırması, çözüm yolu ve denetleme konusunda tavsiyelerde bulunmak ve bunun sonucu oluşacak politikaları ve prosedürleri değerlendirmekten ibarettir, eylem araştırması |
| action for specific performance: | [isim] eda davası |
| action for specific performance of contract: | [isim] akdin aynen ifası davası |
| action for evacuation: | [isim] tahliye davası |