TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| all: | [isim] herkes, her şey, hepsi |
| all: | [sıfat] bütün, tüm, hep, her, saf, katışıksız, özbeöz |
| all: | [zarf] alayı, hepsi, tamamen, bütünüyle, hep, büsbütün |
| all right: | fena değil, peki, olur, tamam |
| all told: | topu topu, toplam |
| all in all: | her şeyi düşünerek, her şeyi hesaba katarak |
| all abroad: | şaşkın, aklı karışmış |
| all afire: | yanıp tutuşmuş |
| all the best: | her şey gönlünce olsun, iyi şanslar |
| all of us: | hepimiz, top umuz |
| all circumstancess considered: | her şey göze alındığında |
| all things considered: | enine boyuna düşünülürse |
| all the time: | her zaman, hep |