TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| baby: | [isim] bebek, çocuk, yavru, çocuksu kimse, piliç (kız), eser, sorumluluk |
| baby: | [fiil] şımartmak, bebek muamelesi yapmak |
| baby: | [sıfat] bebek, bebeksi, küçük |
| baby: | Bebek, süt çocuğu. |
| baby books: | [isim] itibari değeri genelde $ 100'ı aşmayan küçük kupürlü bonolar |
| baby blue: | süt mavisi |
| baby minder: | bebeğe bakan kız |
| baby food: | bebek maması, mama |
| baby farmer: | beybisitter, çocuk bekleyicisi |
| baby sitter: | [isim] çocuk bakıcısı, bebek bakıcısı |
| baby carriage: | [isim] (US) çocuk arabası |
| baby boomer: | doğum oranının yüksek olduğu bir dönemde doğmuş kişi |
| baby wipes: | ıslak mendil |
| baby bottle: | biberon |