TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| balance: | [isim] balans, denge, denklik, uyum; terazi; kalan, bilanço, bakiye, ruhsal denge |
| balance: | [fiil] tartmak, düşünmek, dengelemek, denk gelmek, dengede tutmak, denklemek, karşılaştırmak, dengeli olmak, denk olmak, eşitlenmek, dengelenmek, salınmak, dalgalanmak, inip çıkmak |
| balance: | denge |
| balance: | a) Tartı b) Farklı element veya kısımların birbirine uyması, istikrar, balans, c) Azot bilançosu, denklem. |
| balance (to): | dengelemek |
| balance on hand: | kasa durumu, ödeme yapmak amacıyla elde hazır tutulan para |
| balance on capital account: | sermaye hesabı bakiyesi |
| balance on current account: | cari hesap bakiyesi |
| balance on post cheque account: | posta çeki hesabı bakiyesi |
| balance on postal cheque accounts: | (Br) posta çeki hesabı bakiyesi |
| balance passed to new account: | yeni hesaba devir |
| balance sheet as at december 17: | 17 Aralık itibariyle bilanço |
| balance in favour: | lehte bakiye |
| balance of possibilities: | olasılıkları dengesi |