TELAFFUZKELİMEANLAM
box:[isim]  kutu, sandık, kutu veya sandık dolusu; at arabacısı yeri; jüri bölmesi; kompartıman, loca, kulübe; televizyon, teyp veya radyo; tokat, yumruk; şamar, şimşir [bot.]
box:[fiil]  kutuya koymak, kutulamak, sandığa koymak, yumruk atmak, yumruklaşmak, tokatlamak, boks yapmak
box barrage:sürgü ateşi
box iron:civata demiri
box junction:duruşun yasak olduğu kavşak
box cutter:[isim]  maket bıçağı
box springs:somya
box office:gişe rekorları kıran
box camera:kutu fotoğraf makinesi
box car:kapalı yük vagonu
box file:kutu dosya, klasör
box office clerk:gişe memuru



[ son aranan 10 kelime: deveran etmek | iki yönlü | to be on strike for more pay | specialist | erkek sinema oyuncusu | set of accounts | to do one's shopping in town | sickness | illicit arms trafficking | box ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0012