TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| broken: | [sıfat] kırık, kırılmış, arızalı, çökmüş, yıkılmış, parçalanmış, bozuk, çiğnenmiş, ihlâl edilmiş, kesik |
| broken down: | [sıfat] çökmüş, yıkılmış, bitkin, bozulmuş, bozuk, çökük |
| Broken English: | [isim] bozuk İngilizce |
| broken hearted: | kederli |
| broken number: | kesir |
| broken home: | dağıtılmış yuva, bozulmuş evlilik |
| broken down by: | belli bir sisteme göre bölünmüş |
| broken voyage: | yarıda kalan yolculuk |
| broken line: | kesik çizgi, (tel) kesik hat, (trafik kanunu) kesik çizgi |
| broken lot: | (US) sayısı yüzden az olan satılık hisseler, bir malın alışa gelmiş miktardan daha az miktarda satışa sunulması, parça mal, seri sonu mallar |
| broken letter: | kırılmış hurufat |