TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| close: | [isim] bağlantılı; göğüs göğüse kavga; avlu (okul, kilise); geçit, son, sonuç, son söz, kadans |
| close: | [fiil] kapamak, kapatmak; yaklaşmak, anlaşmak, uzlaşmak; kesmek, örtmek; son vermek; kilitlemek, sürgülemek; bitirmek |
| close: | [sıfat] yanaşık, kapalı; içli dışlı; ketum, sıkı fıkı (Argo), saklı, sık, mahrem; cimri, kıt; yakın, bitişik; sıkı, amansız, detaylı, bunaltıcı; son |
| close: | [zarf] yakın, yakından, sıkışık durumda |
| close dates: | bir işletmede her türlü hizmetin kiralanmış olduğu süre |
| close knit: | bütünleşmiş, birbirine bağlı |
| close an account: | hesabı kapatmak |
| close friend: | yakın arkadaş, canciğer dost |
| close up: | kapatmak, kapanmak, birbirine yaklaşmak, sıklaşmak |
| close down: | kapatmak, kesmek, kesilmek, kapanmak, son verilmek |
| close at hand: | yanıbaşında, çok yaklaşan |
| close relative: | [isim] yakın akraba |
| close by: | [edat] çok yakın, yanında |
| close ranks: | [isim] yanaşık sıralar |