TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| come: | [fiil] gelmek, ulaşmak, buyurmak; görünmek; ileri gelmek; tatmin olmak; tavır takınmak; orgazm olmak |
| come: | meni, sperma, bel |
| come: | hadi, çabuk, deme |
| come across: | [fiil] karşılaşmak, rastlamak, rastgelmek, izlenim bırakmak, istenileni yapmak |
| come across with: | vermek, ödemek |
| come a cropper: | bozguna uğramak, başarısızlığa uğramak |
| come a purler: | kötü düşmek, tepetaklak düşmek |
| come round: | ziyaret etmek, uğramak, tekrarlanmak, yıldönümü gelmek, ayılmak |
| come in: | içeri girmek, girmek, içeriye girmek, almak, sağlamak, yaygın olmak, tutulmak |
| come in handy: | işe yaramak, faydalı olmak, yararı dokunmak |
| come in sight: | görünmek, ortaya çıkmak |
| come in suddenly: | damlamak |
| come in view: | ortaya çıkmak, görünmek |