| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| commissioner: | [isim] komisyonca atanan görevli; komiser, yetkili kimse; yargıç, komisyon üyesi; delege; vekil | |
| commissioner of metropolitan police: | (Londra) Emniyet Müdürü | |
| commissioner of deeds: | (US) istinabe suretiyle alınan ifade, resmi belgeler düzenleme yetkisine sahip memur | |
| commissioner of highways: | karayolları inşaat müdürlüğü | |
| commissioner of customs and excise: | [isim] (Br) gümrük vergileri | |
| commissioner of immigration: | (US) Göçmen Bürosu komiseri | |
| commissioner of banking: | (US) kendi eyaletindeki milli bankaları denetleyen bir milli bankacılık şube müdürü | |
| commissioner for oaths: | yeminli ifade alma görevi olan memur | |
| commissioner of audit: | sayıştay denetçisi | |
| commissioner of audits: | (Br) sayıştay denetçisi | |
| commissioner of sewers: | (Br) Kanalizasyon İşleri Müdürlüğü |
[ son aranan 10 kelime: bir tek semtte iş yapan banka | erler | emergency means | fosfor gibi ışıldama | günlük ücret | babınskı-froment sendromu | kartel üyesi | to back out of a bargain | müstakil olarak | commissioner ]