| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| concurrent: | [sıfat] birleşen, eşzamanlı olan, yardımlaşan, kesişen, uyuşan | |
| concurrent: | aynı anda olma | |
| concurrent: | kosutzamanli | |
| concurrent promises: | [isim] karşılıklı bağımlı vaatler | |
| concurrent operation: | kosutzamanli isletim | |
| concurrent resolution: | (parlamentoda) mutabakat hâsıl olan karar, (US) Senato ve Temsilciler Meclisinin ortak kararı | |
| concurrent negligence: | [isim] bir zarara ortaklaşa neden olan iki veya daha çok kişinin bireysel ihmal veya kusurları | |
| concurrent jurisdiction: | aynı olay ve taraflar hakkında ayrı ayrı mahkeme veya adli veya idari makamların aynı anda haiz bulundukları kaza hakkı, mütedahil kaza hakkı | |
| concurrent jurisdiction concurrence of jurisdiction: | mütedahil kaza hakkı (bkz ., davacının arzusuna göre seçebileceği aynı dava konusuna bakmaya ehliyetli muhtelif mahkemelerin kaza hakkı |
[ son aranan 10 kelime: self evident | laterognati | chicken breast | açık hava banyosu | çıngırak | banyo paspası | outdoor performance | ırkçı beyaz | shim | concurrent ]