| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| constituent: | [isim] bileşen, oluşturan parçalardan her biri; seçmen, kurucu; öğe, elemen, temsilci atayan kimse | |
| constituent: | meydana getiren, oluşturan, seçen, seçmen, kurucu, yasayı değiştirebilen | |
| constituent: | bileşen | |
| constituent assembly: | kurucu meclis | |
| constituent body: | seçmenler | |
| constituent parts: | [isim] bütünü oluşturan parçalar | |
| constituent states: | [isim] üye devletler | |
| constituent company: | birliğe dahil şirket, kardeş şirket | |
| constituent facts: | gerçeklerin niteliği | |
| constituent power: | yeni anayasa teklif etme veya kabul etme veya eskisini tadil etme yetkisi | |
| constituent national assembly: | milli kurucu meclis | |
| constituent population: | seçim hakkı olan nüfus, oy hakkına sahip halk |
[ son aranan 10 kelime: ıncitme | to give orders for the work to be started | discriminating prices | numarasını vermek | cosmopolitism | yer alması olası yedek akçe | divulsion | iyi yolculuklar | hotel keeper | constituent ]