TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| cross: | [isim] artı işareti, haç, çapraz; dert; melez; hile; dörtyol ağzı |
| cross: | [fiil] çaprazlaştırmak; üst üste atmak, çapraz çizgiler çizmek, haç işareti yapmak; kesişmek; karşılaşmak; darılmak; geçmek; melezlemek; engellemek; bozmak |
| cross: | [sıfat] çapraz, çaprazlama, kesişen, karşıt; aksi, kızgın, dargın; hilekâr, düzenbaz |
| cross: | 1. Farklı türden hayvanların çiftleştirilmesinden oluşan canlı, melez; 2. Haç şekli gösteren herhangi bir oluşum. |
| cross action: | karşı dava |
| cross errors: | [isim] tasdiki karar müzekkeresinde davalının gösterdiği hatalar |
| cross street: | ara sokak, ana caddeyi kesen yol |
| cross fire: | çapraz ateş, yaylım ateşi, soru yağmuru |
| cross wind: | yandan esen rüzgâr |
| cross legged: | bacak bacak üstüne atmış |
| cross hatching: | [isim] paralel çapraz çizgiler |
| cross bred: | melez |
| cross trainer: | yatay bisiklet |
| cross over: | karşıdan karşıya geçmek, karşıya geçmek |