TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| crown: | [isim] taç, çelenk; hükümdarlık, taht, tepe; zirve, beş şilin |
| crown: | [fiil] taç giydirmek; ödüllendirmek; kaplamak, süslemek; kafasına vurmak; dama yapmak; doruğa ulaştırmak |
| crown: | 1. Dişin gözle görünen kısmı; 2. Diş kronu veya kapağı. |
| crown cap: | gazoz kapağı, şişe kapağı |
| crown glass: | mercek camı |
| crown cases: | [isim] (Br) ceza davaları |
| crown jewels: | krallık mücevheratı |
| crown prince: | veliaht prens |
| crown lands: | krallığa ait arazi |
| crown debts: | [isim] (Br) devlete olan borçlar |
| crown appointment: | hükümdar tayini |
| crown servant: | devlet memuru |
| crown estate: | [isim] krallık arazisi |