TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| fall: | [isim] sonbahar, yaprak dökümü, düşme, dökülme, düşüş, döküm, kat, fırfır, yağış, yıkılma, çöküş, inme, ucuzlama, çağlayan, şelâle, yavrulama, tuş, eğim, yamaç |
| fall: | [fiil] düşmek, inmek, dökülmek, yıkılmak, devrilmek, yağmak, ucuzlamak, eğimli olmak, dağılmak, karanlık bastırmak, gece çökmek, tam yerine denk gelmek, oturmak (lâf), hastalanmak, yatağa düşmek, kötü yola düşmek |
| fall a prey to: | yem olmak |
| fall among: | düşmek, aralarına düşmek |
| fall asleep: | uykuya dalmak, uyuyakalmak |
| fall into: | edinmek, uğramak, maruz kalmak, bölünmek, dökülmek, akmak, yeralmak, başlamak (konuşma vb.) |
| fall into a coma: | komaya girmek |
| fall into a habit: | alışkanlık edinmek, adet edinmek |
| fall into a trap: | tuzağa düşmek |
| fall into abeyance: | askıya alınmak, hükümsüz olmak |
| fall over: | yıkılmak, devrilmek, düşmek, üzerine düşmek |
| fall over backwards: | üzerine düşmek, iyiliği için çalışmak |