TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| fit: | [isim] uygun olma, uyma, oturma, hastalık nöbeti, kriz, kapris, heves |
| fit: | [fiil] uydurmak, uymak, oturtmak, yakıştırmak, yakışmak, oturmak |
| fit: | [sıfat] uygun, yerinde, yeterli, yetenekli, layık, sağlıklı, zinde, formda |
| fit: | 1. Nöbet, kriz; 2. Sara. |
| fit in: | geçmek |
| fit (to): | uydurmak, oturtmak |
| fit for habitation: | iskâna elverişli, oturulabilir |
| fit for work: | çalışabilir (sağlam, işe elverişli, işe uygun, işe yatkın |
| fit to page: | sayfaya sigdir |
| fit for habitation: | yerleşime uygun |
| fit to drink: | içilebilir |
| fit for acceptance: | teslim edilebilir |
| fit up: | (Br) gezici sahne |
| fit up company: | gezici tiyatro topluluğu |