TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| hang: | [isim] sarkma, duruş, anlam, manâ, kullanış biçimi |
| hang: | [fiil] asmak, takmak, sarkıtmak, kaplamak (duvar kâğıdı), ipe çekmek, sarkmak, asılı durmak, asılmak, bağlanmak, dayanmak, bağlı olmak, eğilmek, batmak |
| hang out: | asmak, sarkmak, sürtmek, takılmak, oyalanmak, vakit öldürmek, oturmak, ikamet etmek |
| hang out one's shingle: | muayenehane açmak, işyeri açmak |
| hang up: | asmak, ertelemek, kapamak (telefon), telefonu kapatmak |
| hang up on smb: | telefonu suratına kapamak |
| hang about: | aylak aylak dolaşmak, gezinmek, sallanmak, üşenmek, beklemek |
| hang around: | aylak aylak dolaşmak, gezinmek, sallanmak, üşenmek, beklemek |
| hang back: | geri kalmak, sakınmak, çekinmek, duraksamak, geç çıkmak |
| hang on: | [fiil] asmak, bekletmek (telefon), beklemek (telefon), takmak, asılmak, asılı durmak, tutunmak, dayanmak, ümidini yitirmemek, bağlı olmak, sallanmak, germek, ısrar etmek |
| hang on board: | askıya almak |
| hang on for a second: | bir saniye bekleyin |