TELAFFUZKELİMEANLAM
hold:[isim]  tutma, tutunma, gemi ambarı, tutunacak yer, etki, nüfuz, durdurma, ambar, bagaj bölümü (uçak)
hold:[fiil]  tutmak, kavramak, tıkamak, kaldırmak, el koymak, alıkoymak, gözaltına almak, devam etmek, almak, barındırmak, muhafaza etmek, karara bağlamak, çekmek, dayanmak, sadık kalmak, geçerli olmak, durmak
hold:dur
hold:tutma, mesgul etme
hold back:tutmak, zaptetmek, durdurmak, saklamak, söylememek, çekinmek, tedbirli olmak, kendini tutmak
hold a brief for smb:mahkemede savunmak, savunma avukatlığını yapmak
hold out:uzatmak, ümit vermek, vâât etmek, yeterli olmak, dayanmak, ısrar etmek, boyun eğmemek, direnmek, tanıtmak
hold out a carrot to smb:yemlemek, yaldızlı hap uzatmak
hold out for:her şeyi reddetmek, dışındakileri reddetmek
hold out on smb:bilgi vermemek
hold out the olive branch:zeytin dalı uzatmak, barış istemek
hold on:beklemek, tutmak, sarılmak, bağlanmak, dayanmak, durmak
hold on to:tutmak, bırakmamak, tutunmak
hold up:kaldırmak, tutmak, yukarıda tutmak, havaya kaldırmak, göstermek, desteklemek, alıkoymak, geciktirmek, durdurmak, soymak, dayanmak, direnmek, sabit kalmak



[ son aranan 10 kelime: adequacy | pincushion | grazing | hiç sır vermemek | sondaj kuyusu | in hand | zatüree | in this small place | typerwriting paper | hold ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0014