TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| inside: | [isim] iç, iç taraf, karın |
| inside: | [sıfat] iç, içteki, dahili |
| inside: | [zarf] içeride, içeriye |
| inside: | [edat] içinde, içine, içerisinde |
| inside dope: | bilgi, yanıltıcı bilgi |
| inside of: | içinde, zarfında, içerisinde |
| inside pages of a newspaper: | [isim] bir gazetenin iç sayfaları |
| inside out: | ters yüz, içini dışını, her yönüyle, enine boyuna |
| inside lane: | iç kulvar |
| inside panel: | [isim] iç pano (yol kenarındaki bir dizi açıkhava reklamı panosu içinde , yol trafiğine yakın olmayan reklam panosu |
| inside story: | [isim] kulis arkası |
| inside board: | (US) yönetici mevkiindeki kişilerden oluşan yönetim kurulu |
| inside cover: | iç kapak |
| inside job: | ev içindekilerin yardımıyla yapılan hırsızlık |