TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| live: | [fiil] yaşamak, hayatta kalmak; oturmak; hayatın tadını çıkarmak |
| live: | [sıfat] canlı, yaşayan, hayat dolu, diri; elektrikli, hareketli; güncel; naklen; elektrik yüklü; sönmemiş; yanmamış; parlak |
| live: | gerilim altinda, canli |
| live a dog's life: | başı dertten kurtulmamak, köpek gibi sürünmek |
| live a life of pleasure: | hızlı yaşamak |
| live broadcast: | canlı yayın, naklen yayın |
| live broadcast: | canli yayin |
| live on: | beslenmek, geçimini sağlamak |
| live on by: | geçimini sağlamak |
| live customers: | [isim] canlı müşteriler (belirli bir şirketle alışverişi sürdüren faal müşteriler |
| live up to: | ulaşmak |
| live time: | canlı zaman |
| live tag: | radyo ya da televizyonda kayıda alınmış bir bildiriye eklenen canlı olarak yayınlayacağı bir mesaj |