| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| necessary: | [isim] gereken şey, lazım olan şey | |
| necessary: | [sıfat] gerekli, lazım, zorunlu, gereken | |
| necessary: | gerek | |
| necessary arrangements: | [isim] gerekli hazırlıklar | |
| necessary condition: | gerekli kosul | |
| necessary measures: | [isim] gerekli önlemler, gerekli tedbirler | |
| necessary parties: | [isim] ister istemez dahil olan taraflar | |
| necessary consequence: | gerekli sonuç | |
| necessary compliments: | [isim] âdet olan iltifatlar | |
| necessary article: | [isim] zaruri ihtiyaç maddesi | |
| necessary repairs: | [isim] (gemi) gerekli tamirler | |
| necessary thing: | gereç | |
| necessary funds: | gerekli fon |
[ son aranan 10 kelime: delete transaction | geri zekâlı kimse | cebelitarık boğazı | be faced with | mahrum bırakmak | heredoataksi | hava vermek | to walk on golden slippers | ıntrapersonal | necessary ]