TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| old: | [sıfat] bayat, eski, köhne, eskiden kalma, yaşlı, ihtiyar, kart, tecrübeli, eskimiş, pişkin, önceki, harika |
| old: | [isim] eski zamanlar |
| old: | İhtiyar, yaşlı. |
| old women: | kişinin karısı, anne |
| old age: | yaşlılık, ihtiyarlık |
| old age: | yaşlılık dönemi |
| old wives' tale: | [isim] hurafe, safsata, kocakarı masalı |
| old wives'fable: | bilgisiz kimselerin inandığı saçma fikirler |
| old town: | eski şehir |
| old person: | ihtiyar |
| old bird: | deneyimli kimse, ihtiyar kurt |
| old man: | koca, eş, ihtiyar, ihtiyar adam, baba, patron, kaptan |
| old man of the sea: | yapışkan tip, baş belâsı |