TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pass: | [isim] giriş, geçiş, geçit, dar yol, kanal, geçiş izni, pasaport, giriş kartı, paso, izin, ruhsat, hokkabazlık, el çabukluğu, pas, geçme, kur, çalım, durum, vaziyet |
| pass: | [fiil] geçmek, geçirmek, aşmak, devretmek, vermek, uzatmak, piyasaya sürmek, pas vermek, açmak (kilit), söylemek, bildirmek, dönüşmek, dinmek, onaylanmak |
| pass: | geçiş |
| pass away: | ölmek, vefat etmek, geçmek, geçirmek (vakit), boşa harcamak |
| pass an examination: | sınavı geçmek |
| pass beyond: | geçmek, aşmak |
| pass out: | bayılmak, kendinden geçmek, ölmek, dışarı çıkmak, dağıtmak |
| pass out of use: | kullanımdan kalkmak, kullanılmamak |
| pass down: | nesilden nesle geçmesini sağlamak, nesilden nesle geçmek |
| pass the time of day with: | günaydınlaşıp lâflamak |
| pass on: | geçirmek, devretmek, geçmek, devam etmek |
| pass on an ilness: | aşılamak |
| pass by: | göz yummak, aldırmamak, geçip gitmek, geçmek, olarak tanınmak, yanından geçmek |