TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| pin: | [isim] topluiğne, firkete, iğne (süs), broş, iğne, pim, rozet, mil, mandal, raptiye [brit.], bacak, akort anahtarı, lobut, kuka |
| pin: | [fiil] iğnelemek, sıkıştırmak, tutturmak, mecbur etmek, dübel ile tutturmak, yüklemek (suç) |
| pin: | Toplu iğne. |
| pin: | bacak |
| pin bit: | matkap ucu |
| pin up: | iğnelemek |
| pin up girl: | poster kızı, çıplak kadın posteri |
| pin wheel: | küçük çarkıfelek, fırıldak |
| pin ball: | langırt |
| pin down: | sıkıştırmak, mecbur etmek, zorunlu kılmak |
| pin and needdles: | karıncalanma |
| pin connection: | mafsal |
| pin one's faith on: | güvenmek, umudunu bağlamak |