TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| prize: | [isim] ödül, mükâfat, ikramiye, çok istenen şey, ganimet, kaldıraç, manivela |
| prize: | [fiil] takdir etmek, değer vermek, değer biçmek, ganimet almak, kaldıraçla kaldırmak, manivela ile açmak |
| prize: | [sıfat] ödül olarak verilen, ödül kazanan, ödüle lâyık, madalyalı, tam, su katılmadık |
| prize competition: | ödüllü yarışma |
| prize court: | savaş ganimetleri mahkemesi |
| prize causes: | [isim] deniz ganimetleri davaları |
| prize fight: | ödüllü boks maçı |
| prize winner: | piyango kazanan |
| prize giving: | ödül dağıtma |
| prize bounty: | ganimet parası |
| prize winning: | ödül kazanan |
| prize in a lottery: | ikramiye |
| prize packet: | sürpriz paket |