TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| residuary: | [sıfat] arda kalan, artan, kalan, fazlalık |
| residuary: | Artık, arta kalan. |
| residuary beneficiary: | terekeden yararlanan kimse |
| residuary bequest: | murisin terekesinden borçları ödenip menkul ve gayrimenkul mal vasiyetleri tenfiz edildikten sonra geriye kalan malların vasiyet olunması, murisin terekesinden borçları ödenip menkul ve gayri menkul mal vasiyetleri tenfiz edildikten sonra geriye kalan malların vasiyet olunması |
| residuary clause: | bir vasiyetnamede malın bölünmesinden sonra geriye kalan bölümün tahsisi hakkında hüküm |
| residuary estate: | bütün borçlar ödendikten sonra geri kalan tereke, (Br) mal bölümünden sonra açıkta kalan mülk |
| residuary legacy: | belirli vasiyetler ödendikten sonra elde kalan mal varlığı (vasiyet edenin ölümü halinde zilyetliğinde kalan malların belirli bir kimseye intikalini s, belirli vasiyetler ödendikten sonra elde kalan mal varlığı |
| residuary legatee: | mal bölümünden sonra kalan servetin varisi |