| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| should: | [fiil] olursa, malı | |
| should i go straight: | düz mü gideyim | |
| should i return the car with a full tank: | arabayı deposu dolu mu iade etmeliyim | |
| should the occasion arise: | gerekirse, icap ederse | |
| should unforeseaable circumstance intervene: | mücbir sebep vukuunda | |
| should the infringement be repeated: | ihlâl halinin tekrar edilmesi durumunda | |
| should the case occur: | vuku unda | |
| should the Commission find: | Komisyon ... saptarsa | |
| should the occasion so demand: | durum gerektirdiği takdirde | |
| should the opportunity arise: | bir fırsat vukuunda, eğer fırsat çıkarsa |
[ son aranan 10 kelime: kâğıt kalem kutusu | sabahtan akşama kadar | fırsat kaçırmak | to give zero value as strategic weapon | içten gelen | cımbız | kendi kendini eğitmiş | yaşlı kadınlar | winkle out | should ]