TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
slow: | [fiil] yavaşlamak, yavaşlatmak | |
slow: | [sıfat] yavaş, ağır, eli ağır, geri, geri kalmış, geç, geç olan, geç anlayan, uzun süren, kesat, sıkıcı, hızı azaltan | |
slow down: | yavaşlayın. | |
slow and sure: | ağır ve emin, temkinli | |
slow lori: | maymungiller ailesi | |
slow developer: | ağır gelişen çocuk | |
slow goods traffic: | [isim] posta treni ile sevk edilen mallar | |
slow worker: | ağır çalışan işçi | |
slow growth: | ağır gelişme | |
slow moving: | yavaş hareket gören | |
slow moving goods: | [isim] sürümü olmayan mallar | |
slow coach: | fazla titiz, müşkülpesent, tembel, üşengeç |