TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
sounding: | [isim] iskandil, iskandil etme, derinlik ölçme, tınlama, ötme | |
sounding: | [sıfat] sesli, ses yapan, yankılanan, çınlayan, tınlayan, öten, tantanalı, ses getirici, şatafatlı | |
sounding balloon: | [isim] sondaj balonu | |
sounding board: | yankı tahtası, ses platformu, sesi dağıtan platform, görüşün yayılmasını sağlayan araç | |
sounding in damages: | [isim] hasar tazminatı davası |