TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
steep: | dik yokuş, uçurum, sarp kayalık, ıslatma, ıslanma, ıslatma sıvısı | |
steep: | [fiil] demlemek, ıslatmak, suda bekletmek, suya koymak, doyurmak, içirmek | |
steep: | [sıfat] sarp, dik, yalçın, inanılmaz, aşırı, abartılı, fahiş | |
steep oneself in: | kendini vermek, her şeyini öğrenmek, alimi olmak | |
steep the tea: | çay demlemek | |
steep demand: | aşırı talep | |
steep roof: | dik dam |