TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
striking: | [sıfat] çarpıcı, dikkat çekici, şaşırtıcı, göz alıcı, vuran, çarpan, grevdeki, grev yapan | |
striking clock: | çalar saat | |
striking facts: | [isim] ilginç olaylar, dikkat çeken olaylar | |
striking example: | [isim] çarpıcı örnek | |
striking headline: | çarpıcı manşet | |
striking of the balance: | bilanço tanzimi | |
striking a docket: | (Br) mahkemeden iflasını talep etme | |
striking likeness: | çarpıcı benzerlik |