TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to arrive: | [fiil] varmak, vasıl olmak, muvasalat etmek, ulaşmak, yetişmek, vürut etmek |
| to arrive at: | [fiil] erişmek, dayanmak, boylamak, ayak basmak, kavuşmak, varmak, vasıl olmak, vusul bulmak |
| to arrive at different evaluations: | [fiil] değerlendirmelerde bulunmak |
| to arrive at the age of sixty: | [fiil] altmışına gelmek |
| to arrive in batches: | [fiil] partiler halinde gelmek |
| to arrive in plenty of time: | [fiil] tam zamanında gelmek |
| to arrive on time: | [fiil] zamanında varmak |
| to arrive at compromise with sb: | [fiil] biriyle uzlaşmak |
| to arrive at an understanding with sb: | [fiil] biriyle anlaşmaya varmak |
| to arrive at the scheduled time: | [fiil] tarifede öngörülen zamanda gelmek |
| to arrive right on schedule: | [fiil] (US) tarifeye göre tam zamanında gelmek |