TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to arrive at: | [fiil] erişmek, dayanmak, boylamak, ayak basmak, kavuşmak, varmak, vasıl olmak, vusul bulmak |
| to arrive at different evaluations: | [fiil] değerlendirmelerde bulunmak |
| to arrive at the age of sixty: | [fiil] altmışına gelmek |
| to arrive at compromise with sb: | [fiil] biriyle uzlaşmak |
| to arrive at an understanding with sb: | [fiil] biriyle anlaşmaya varmak |
| to arrive at the scheduled time: | [fiil] tarifede öngörülen zamanda gelmek |
| to arrive at different valuations: | [fiil] ayrı değerlendirmelerde bulunmak |
| to arrive at a conclusion: | [fiil] bir sonuca varmak, sonuca varmak |
| to arrive at a decision: | [fiil] bir karara varmak, karara varmak |
| to arrive at a price: | [fiil] değer biçmek, fiyat tespit etmek, bir fiyat üzerinde mutabık kalmak, bir fiyat üzerinde anlaşmak, fiyat üzerinde mutabık kalmak |
| to arrive at a verdict: | [fiil] (mahkeme , jüri heyeti) bir karara varmak |