TELAFFUZKELİMEANLAM
to bring:[fiil]  hâsıl etmek, sevk etmek, zorlamak, mecbur tutmak, getirmek
to bring off the passengers and the crew:[fiil]  yolcu ve tayfaları kurtarmak
to bring down a balance:[fiil]  bakiye kapamak, bilançoyu kapatmak
to bring up children:[fiil]  çocuk yetiştirmek
to bring offers of employment into touch with applications for employment:[fiil]  iş gücü arzı ve talebini bir araya getirmek
to bring sb to his knees:[fiil]  birine diz çöktürmek
to bring customers:[fiil]  müşteri getirmek
to bring sb's plans to naught:[fiil]  birinin planlarını akamete uğratmak
to bring persons face to face:[fiil]  insanları yüzleştirmek
to bring home bad marks:[fiil]  eve kötü not getirmek
to bring oneself into closer rapport one one's environment:[fiil]  çevreyle daha yakın ilişkiye girmek



[ son aranan 10 kelime: occult | başkasıyla | satırbaşı | wooden | artış değeri | adlı | iki taraflı | chapel | avrupa parlamentosu'nun çalışmalarını kolaylaştıran 19 daimi komisyon | to bring ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0016