TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to cut: | [fiil] kesmek, dilimlemek, biçmek, yontmak, kamçılamak, katetmek, kısaltmak, incitmek, görmezlikten gelmek, asmak, fiyat indirmek, (mısır , buğday , vb) biçmek, (film , kamera , motor) durdurmak, derse gitmemek, (topa) keserek vurmak, çentmek, bölmek, biçmek, katetmek, kesmek, oymak, yarmak |
| to cut all connections with sb: | [fiil] biriyle bütün münasebetleri kesmek, biriyle tüm münasebetleri kesmek |
| to cut prices: | [fiil] fiyatlarda indirim yapmak, fiyat kırmak |
| to cut down forests: | [fiil] bir ormanın ağaçlarını kesmek |
| to cut rates: | [fiil] vergileri indirmek |
| to cut corners: | [fiil] batak işler yapmak, ucuz veya kestirme yoldan halletmek |
| to cut costs: | [fiil] masrafları kısmak, masraf kısmak |
| to cut back on the workforce: | [fiil] işgücünü azaltmak, işgücü nü azaltmak |
| to cut manning levels: | [fiil] personel alma ihtiyacını kısmak |
| to cut in favour of ...: | [fiil] ...'in lehine olmak, ...'in elini güçlendirmek |
| to cut up: | [fiil] parçalara bölmek ya da ayırmak, yaralamak, üzülmek, incinmek, parçalara bölmek, kesmek, maskaralık etmek |