TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to dip: | [fiil] dalmak, daldırmak, batmak, batırmak, (yol) iniş almak, sınavda başaramamak, eğilmek, eğmek, daldırmak, batırmak |
| to dip the headlights: | [fiil] farları indirmek |
| to dip in: | [fiil] sokmak |
| to dip into: | [fiil] para almak, üstünkörü incelemek, bandırmak, banmak |
| to dip into a book: | [fiil] bir kitaba göz atmak |
| to dip into one's purse: | [fiil] çok masrafa girmek |
| to dip into past savings: | [fiil] eski tasarruflardan yararlanmak |
| to dip sharply: | [fiil] (yol) birden dimdik bayır aşağı inmek |
| to dip down out of sight: | [fiil] gözden kaybolmak |
| to dip sth up: | [fiil] bir şeyi kepçeyle almak |
| to dip the flag: | [fiil] bayrağı farya etmek |