TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
to dissolve: | [fiil] hukuki bir bağı ortadan kaldırmak, açmak, izale etmek, yok etmek, yok olup gitmek, yavaş yavaş gözden kaybolmak, kendini kaybetmek, halletmek, feshetmek, fesh etmek, erimek, eritmek, çözmek, dağılmak, dağıtmak, bozulmak, saldırmak | |
to dissolve a business partnership: | [fiil] bir iş ortaklığını feshetmek, bir meclisi feshetmek | |
to dissolve an injunction: | [fiil] bir ihtiyati tedbiri kaldırmak | |
to dissolve an assembly: | [fiil] bir meclisi feshetmek | |
to dissolve a marriage: | [fiil] bir evliliği (boşanma ve ölüm halinde olduğu gibi) feshetmek, bir evliliği feshetmek | |
to dissolve the meeting: | [fiil] toplantıya son vermek |