TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to follow: | [fiil] peşinden gitmek, tabi olmak, taraftarı olmak, söyleneni anlamak, eşlik etmek, arkasından gelmek, ortaya çıkmak, yer almak, örnek almak, taklit etmek, basmak, iz sürmek, izlemek, takip etmek |
| to follow the train of one's thoughts: | [fiil] birinin fikir silsilesini izlemek |
| to follow one's father's profession: | [fiil] babasının mesleğini sürdürmek |
| to follow sb close (ly): | [fiil] birini yakından izlemek |
| to follow sb close (ly: | [fiil] birini yakından izlemek |
| to follow other man's business: | [fiil] başkalarının işini izlemek |
| to follow at (upon) sb's heels: | [fiil] birini yakından izlemek |
| to follow on: | [fiil] ilerlemek, ara vermeden devam etmek |
| to follow sb: | [fiil] arka sına düşmek, peş inde gitmek |
| to follow up: | [fiil] bir işi takip etmek |
| to follow a line: | [fiil] (politika) bir tutumu olmak |