TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to gather: | [fiil] bir araya getirmek, seçmek, yığmak, kazanmak, anlamak, sonuç çıkarmak, kırma yapmak, bir araya gelmek, artmak, çoğalmak, sayfaları sıraya koymak, harman yapmak, (cerahat) toplamak, harman etmek, harmanlamak, devşirmek, büzdürmek, büzmek, biriktirmek, teraküm etmek, toplamak, toplanmak |
| to gather from: | [fiil] 'den öğrenmek, anlamak |
| to gather the pages of a book: | [fiil] (ciltçilik) bir kitabın sayfalarını toplamak |
| to gather in debts: | [fiil] borçları tahsil etmek |
| to gather around: | [fiil] çevresini almak |
| to gather up the threads of a story: | [fiil] bir hikâyenin parçalarını bir araya toplamak |
| to gather in the crops: | [fiil] hasat yapmak, ürünü kaldırmak, ürün toplamak |
| to gather evidence: | [fiil] delil toplamak |
| to gather information upon sth .: | [fiil] bir şey hakkında sondaj yapmak |
| to gather strength: | [fiil] güç kazanmak |
| to gather the facts: | [fiil] gerçekleri bir araya getirmek |