TELAFFUZKELİMEANLAM
to have:[fiil]  sahip olmak, olmak, saymak, tutmak, almak, elinde tutmak, hâkim olmak, fikir taşımak, elde etmek, ele geçirmek, ettirmek, aldatmak, cinsel ilişkide bulunmak, haiz olmak, malik olmak, taşlamak
to have sb turn down or diminish the flow or volume of sth:[fiil]  kıstırmak
to have a good reputation as a doctor:[fiil]  doktor olarak şöhret kazanmış olmak
to have a bad memory for dates:[fiil]  tarihleri anımsayamamak
to have an easier day:[fiil]  (para piyasası) rahatlık hüküm sürmek
to have one's heart in one's boots:[fiil]  ödü kopmak
to have to work for peanuts:[fiil]  boş yere iğneyle kuyu kazmak
to have in tow:[fiil]  yedeğinde olmak
to have a wide range of goods:[fiil]  zengin mal çeşidi olmak
to have the advantage of (in) numbers:[fiil]  sayıca ileride olmak, sayıca üstün olmak
to have access to sb:[fiil]  birinin huzuruna çıkabilmek



[ son aranan 10 kelime: el aleti | diş açma bıçağı | very hot | gnashing | dertler başlıyor | ağzına geleni söylemek | electrode | rüzgâra karşı seyretmek | fikri | to have ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0099