TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to mark: | [fiil] imlemek, damga vurmak, göstermek, ortaya çıkarmak, yazmak, çizmek, sayı tutmak, hatırda tutmak, dikkat etmek, mim koymak, fiyat etiketi koymak, ayırmak, işaretlemek, markalamak, nişanlamak, not atmak |
| to mark by a dotted line: | [fiil] noktalı çizgiyle işaretlemek, noktalı çizgilerle işaretlemek |
| to mark by dotted line: | [fiil] noktalı çizgilerle işaretlemek |
| to mark with variegated colours: | [fiil] alacalamak |
| to mark the bounds of an estate: | [fiil] bir mülkün sınırlarını çizmek |
| to mark a leader: | [fiil] bir liderin özelliklerini belirtmek |
| to mark down the discount rate: | [fiil] iskonto haddini indirmek |
| to mark out a plot of a ground: | [fiil] bir arsayı sınırlamak |
| to mark retail merchandise: | [fiil] perakende malları işaretlemek |
| to mark out for a brilliant future: | [fiil] parlak bir gelecek vaat etmek |
| to mark prices: | [fiil] fiyat koymak |