TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to pull: | [fiil] sürüklemek, yolmak, (baskı provası) çıkarmak, gelmek, bir yudum çekmek, bir nefes çekmek, germek, çekilmek, çekmek, kaldırmak |
| to pull sth at both ends: | [fiil] çekiştirmek |
| to pull something out of the bag: | [fiil] başarmak için bir yolunu bulmak |
| to pull in the crowds: | [fiil] yığınları çekmek |
| to pull out the chestnuts out of the fire: | [fiil] başkasına yardım etmek için belaya girmek |
| to pull the chestnuts out of the fire: | [fiil] bir işin hamallığını yapmak, başkasına yardım için belaya girmek, olanaksız görünen bir durumdan kurtulmak |
| to pull out of a loan: | [fiil] kredi konsorsiyum'dan çekilmek |
| to pull out of the station: | [fiil] istasyondan kalkmak |
| to pull heavily: | [fiil] (motor) ağır çekmek |
| to pull the wool over someone's eyes: | [fiil] aldatmak |
| to pull off twenty tons: | [fiil] yirmi ton çekiş gücü olmak |