TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
to rattle: | [fiil] tıkırdamak, aklını karıştırmak, şakırdamak, şakırdatmak, şıkırdamak, şıngırdamak, takırdamak, takırdatmak, tıngırdamak, titremek, zangırdatmak | |
to rattle the begging bowl: | [fiil] dilenci kutusunu tıkırdatmak | |
to rattle on: | [fiil] zevzeklenmek | |
to rattle lightly: | [fiil] tıkırdamak | |
to rattle a bill through the house: | [fiil] parlamentodan bir kanun tasarısını yıldırım hızıyla çıkarmak | |
to rattle one's sabre: | [fiil] meydan okumak | |
to rattle sth lightly: | [fiil] tıkırdatmak | |
to rattle to make a rattling noise: | [fiil] zangırdamak |