TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to speed: | [fiil] çabuk gitmek, süratle gitmek, koşmak, acele etmek |
| to speed judicial business: | [fiil] mahkeme formalitelerini çabuklaştırmak |
| to speed up: | [fiil] hızını artırmak, hızıni artırmak, hızlandırmak, süratlenmek, tacil etmek |
| to speed down a street: | [fiil] bir yoldan aşağı hızla gitmek, yokuş aşağı hızla inmek |
| to speed step up production: | [fiil] üretimi hızlandırmak |
| to speed up delivery: | [fiil] teslimatı hızlandırmak |
| to speed up one's work: | [fiil] işini hızlandırmak, işinıhızlandırmak |
| to speed up production: | [fiil] üretimi hızlandırmak |
| to speed up the sales process: | [fiil] satış sürecini hızlandırmak |