TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to think: | [fiil] düşünmek, düşünüp taşınmak, kurmak, niyet etmek, tasarlamak, farz etmek, sanmak, zannetmek |
| to think a lecture interesting: | [fiil] bir konferansı ilginç bulmak |
| to think sth over carefully: | [fiil] ölçümlemek |
| to think about: | [fiil] iç inden geçirmek, düşünmek |
| to think about a scheme: | [fiil] bir plan tasarlamak |
| to think better of it: | [fiil] fikrini değiştirmek, daha iyi saymak |
| to think better of sb: | [fiil] biri hakkındaki kanaatini düzeltmek |
| to think well of sb: | [fiil] biri hakkında iyi düşünmek |
| to think of: | [fiil] hatırlamak, hayal etmek, düşünmek, yad etmek |
| to think up: | [fiil] düşünerek planlamak |
| to think (of): | [fiil] aklına getirmek |