TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| trigger: | [isim] tetik, deklanşör |
| trigger: | [fiil] başlatmak, neden olmak |
| trigger: | tetiklemek |
| trigger (to): | tetiklemek |
| trigger circuit: | tetikleme devresi |
| trigger man: | (US) cinayet işlemeyi üstlenen gangster |
| trigger off: | neden olmak (birbirini izleyen olayların çıkmasına neden olmak ; içini dökmek ; |
| trigger zone: | tetikleyici bölge |
| trigger antidumping measures trigger of investments: | uluslararası fiyatların indirilmesine karşı önlemler almak ; yatırımları başlatmak . |
| trigger happy: | tetiği çekmeye hazır, savaşçı, sorumsuz |