TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| vertical: | [isim] dikey çizgi, dikey düzlem |
| vertical: | [sıfat] dikey, düşey, dik, tepede olan |
| vertical: | dikey,düşey |
| vertical: | Dikey. |
| vertical: | 1. Dikey, verticalis; 2. kafa tepesi ile ilgili. |
| vertical take-off aircraft: | dikey kalkan uçak |
| vertical take-off and landing aircraft: | dikey kalkan ve inen uçak |
| vertical saturation: | [isim] dikey doyum (tekil bir yayım günü içinde tekil bir reklam verenin yoğunlaşmış radyo ya da televizyon reklamları |
| vertical half-page: | [isim] dikey yarım sayfa (bir dergi ya da gazetenin reklam yeri olarak satın alınan tam boy yarım sayfası |
| vertical redundancy check: | düşey hata denetimi |
| vertical union: | [isim] meslek sendikası |
| vertical marketing systems: | [isim] dikey pazarlama sistemleri (piyasada mal sağlayan kuruluşların , perakendecilerin ya da müşterilerin özerkliğini azaltmak için başvurduğu yollar, dikey pazarlama sistemleri |
| vertical restraints: | [isim] dikey sınırlamalar |
| vertical axis: | dikey eksen, düşey eksen |
| vertical case: | dikey kasa (perakendeci mağazasında boyu eninden daha büyük teşhir kasası |