TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| voluntary: | [isim] istemli hareket, isteyerek yapılan şey |
| voluntary: | [sıfat] gönüllü, istemli, isteyerek yapılan, fahri, özgür iradeli, kasıtlı |
| voluntary: | İradi, ihtiyari, istemli gönüllü. |
| voluntary helper: | gönüllü yardımcı |
| voluntary muscle: | kontrolu ve kullanımı irade ile mümkün olan, çoğunlukla çizgili olan kas. |
| voluntary grantee: | ihtiyari fariğ (devreden, ihtiyari fariğ, ihtiyari devreden |
| voluntary alienation: | mülkiyetin, malın yeni sahibine devri |
| voluntary appearance: | [isim] gönüllü olarak mahkeme huzuruna çıkma |
| voluntary disposition of land: | [isim] arazinin gönüllü olarak devir ve temliki |
| voluntary efforts: | [isim] gönüllü çabalar |
| voluntary export restraints: | [isim] gönüllü ihracat kısıtlamaları |
| voluntary exposure to unnecessary danger: | [isim] gereksiz yere gönüllü olarak kendini tehlikeye atma |
| voluntary improvements: | [isim] güzelleştirme çalışmaları |