TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| wet: | [isim] martavalcı, ıslaklık, rutubet, yağmurlu hava, içki, içki yasağı karşıtı, isteksiz kimse |
| wet: | [fiil] ıslatmak, içki ile kutlamak |
| wet: | [sıfat] ıslak, yaş, nemli, yağışlı, yağmurlu, sulu, içkili, içkinin serbest olduğu, isteksiz, hatalı, martavalcı |
| wet: | nemli |
| wet: | Su veya başka sıvı ile yapılan, yaş, ıslak, nemli. |
| wet behind the ears: | tecrübesiz, genç, ağzı süt kokma |
| wet suit: | balık adam elbisesi |
| wet risks: | denizle ilişkili nakliyat dışı rizikolara ait bir Lloyd's terimi |
| wet weather: | [isim] yağışlı hava |
| wet nurse: | süt anne, sütnine |
| wet blanket: | oyunbozan |
| wet look: | (giysiler ile ilgili olarak) ıslak izlenimi veren |
| wet day: | yağmurlu gün |
| wet time: | kötü hava |
| wet tissue: | [isim] ıslak mendil |