TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| will: | [isim] azim, irade, istek, arzu, dilek, niyet, amaç, vasiyet, vasiyetname |
| will: | [fiil] dilemek, arzulamak, istemek, amaçlamak, azmetmek, niyet etmek, istekte bulunmak, emretmek, buyurmak, vasiyet etmek |
| will i need local anesthesia: | lokal anestezi mi olacağım |
| will o' the wisp: | bataklık yakamozu, serap, boş umut, olmayacak hayal |
| will there be an opportunity to take some photographs: | fotoğraf çekme imkanımız var mı |
| will not hear of: | izin vermeyecek, kabul etmeyecek |
| will you accept a credit card: | kredi kartı kabul ediyor musunuz |
| will you adjust the length: | boyunu ayarlar mısınız |
| will you be free tomorrow: | yarın boş musunuz |
| will you call me when the car is ready: | arabam hazır olunca beni arar mısınız |
| will you check it again: | tekrar kontrol eder misiniz |
| will contest: | [isim] vasiyetnamenin iptal davası |